4 |
DEPREME
DAYANIKLI YAPI TASARIMINDA YENİ YAKLAŞIMLAR-1
|
1. GENEL
Bilindiği gibi günümüz depreme dayanıklı yapı tasarımı düşüncesi can kaybını önlemek ilkesinden hareketle ortaya çıkmıştır. Dünyanın dört bir yanında uzun yıllar süren bilimsel çalışmaların sonucunda, olgunlaşarak ortaya çıkan bu yaklaşım, bir çok modern deprem yönetmeliğinde olduğu gibi ülkemizde yürürlükte bulunan deprem yönetmeliğinde de (ABYYHY 1997) şu ifade ile belirtilmektedir:
“Hafif şiddetteki depremlerde binalardaki yapısal ve yapısal olmayan sistem elemanlarının her hangi bir hasar görmemesı, orta şiddetteki depremlerde yapısal ve yapısal olmayan elemanlardaki hasarın onanlabilir düzeyde olması, şiddetli depremlerde ise can kaybını önlemek amacı ile binaların kısmen veya tamamen göçmesinin önlenmesi.”
|
Bu ifadeden de anlaşılabileceği gibi binalardan beklenen performans, tasarım depremi altında (50 yıllık süre içerisinde aşılma olasılığı %10 olan deprem) can güvenliğinin korunmasıdır. Bu düşünce uygulamada olumlu sonuçlar vermiş; başka bir deyişle, hedefe ulaşmış olmakla beraber, hala bazı zaafları bünyesinde taşımaktadır. Bunlardan en önemlisi güncel deprem yönetmeliklerine harfiyen uyularak tasarlanmış, projelendirilmiş ve inşa edilmiş yapılarda bile, tasarım depremi altındaki performansın tahmininin çok zor olmasıdır.
Binaların tasarım depremi altında gösterecekleri performans için yapılan “kısmen veya tamamen göçmenin önlenmesi” tanımı yetersiz kalmaktadır. Gerçektende “hasarsız yapı” ve “ağır hasarlı (kullanılamayacak derecede) yapı” limit durumları
|
4 |